BÜYÜK TAARRUZ
Milli Mücadeleyi yeniden Yaşamak
Bu turumuza Akşehir’den başlamamız gerekiyor. Akşehir‘de Büyük Taarruz kararının verildiği BATI CEPHESİ KARARGÂHI olarak kullanılan binayı ziyaret ederek başlıyoruz programımıza.
Burada Atatürk‘ün komutanlarla yaptığı görüşmeleri yaşıyoruz. Daha sonra Atatürk’ün güzergâhını kullanarak Afyon‘un Şuhut ilçesine varıyoruz. Büyük Taarruz‘dan bir gün önce Atatürk’ün karargâh olarak kullandığı HACI VELİ OĞLU Evi’ni ziyaret ediyoruz. Daha sonra Afyon Kocatepe’ye hareket ediyoruz.
KOCATEPE, Anadolu’nun ve Türk Ulusu’nun kurtuluş savaşında zirve noktasıdır.
Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922 tarihinde, Başkomutan Mustafa Kemal tarafından burada başlatıldı.
Atatürk Büyük Taarruz’un ilk safhasını burada tesis edilen karargâhından ve halen mevcut olan siperden bizzat sevk ve idare etmiştir. Başkomutan, 27 Ağustos 1922 günü öğle üzeri Kocatepe’den ayrılmıştır. Kocatepe, Milli Mücadele’nin temel taşlarından birisidir.
Daha sonra YÜZBAŞI AGÂH EFENDİ Şehitliği‘ni ziyaret ediyoruz. Büyük Taarruz başlamadan önce Başkomutanlık Karargâhı’nın bulunduğu, Kocatepe‘ye tek geçit yeri olan, Kalecik ve Kurtkaya bölgelerindeki düşmanın yok edilmesi görevi 24 yaşındaki Yüzbaşı Agâh Efendi’ye verilir.
Yüzbaşı Agâh Efendi, emrindeki 150 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile beraber 2500 kişilik düşman tümenine saldırarak büyük bir savaşa başlar. 26 Ağustos öğleden sonra başlayan çarpışmalar 27 Ağustos öğleye kadar sürer. Düşmanın içine kadar dalan Yüzbaşı Agâh onlara ağır kayıplar verdirerek batı istikametine kaçmalarını sağlar. Büyük bir takviye alan düşman birliği ile çarpışırken, Yüzbaşı Agâh 100 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile birlikte şehit düşer. Geriye kalan 50 Mehmetçik ve gelen takviye kuvvetlerimizle, düşman bu vadi içinde tamamen yok edilir. Kahraman Yüzbaşı Agâh Efendi’yi ve arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anıyoruz.
AFYON’da Cumhuriyet Müzesi‘ni gezip öğle yemeğini burada alıyoruz. Daha sonra Başkomutan Milli parkı karşısında BÜYÜK TAARRUZ ŞEHİTLİĞİ’ni ziyaret ediyoruz. Şehitlik 26-29 Ağustos 1922 tarihlerinde şehit düşen 275 subay ve 2150 Mehmetçik anısına sembolik olarak 1993 yılında yapılmıştır. Şehitliği ziyaretin ardından DUMLUPINAR’a gidiyoruz. Gazi Mustafa Kemal’in Başkomutanlık Meydan Muhaberesini sevk ve idare ettiği ZAFERTEPE‘ye ulaşıyoruz. Zafertepe ziyaretimiz esnasında duygu yüklü anlar yaşıyoruz. 30 Ağustos 1922’de Atatürk’ün idare ettiği Başkumandanlık Meydan Savaşı‘nda, 1 Eylül 1922’de “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!” emrini verdiği 1.181 rakımlı Zafertepe’de adeta tarihi yeniden yaşıyoruz. (Burada şuna dikkat edelim. Ege denizi 20. Yüzyıl başına kadar hep uluslararası literatürde Akdeniz olarak geçmiştir. Atatürk’ün Akdeniz demesinde bir yanlışlık yok. Tarihte Ege çoğunlukla Akdeniz diye anılmıştır. M.Ç.)
Başkumandan Mutafa Kemal Paşa, burada savaşı bizzat kendisi idare etmiş, en ön saflarda olmakla askere büyük cesaret vermiştir. Dumlupınar milletin dayanışması sonucu özgürlüğe, kurtuluşa giden yolun tamamen açıldığı yerdir.
Zafertepe ziyaretinden sonra, Berberçam Tepe‘de bulunan Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı‘nı ziyaret ediyoruz. Bu anıtın da çok ilginç bir hikâyesi var.
31 Ağustos 1922 günü Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Savaşının yapıldığı sahayı gezen Gazi Mustafa Kemal Paşa, Şehitler arasında çukura gömülmüş bir Sancaktar Mehmetçik görür.
Şehit Mehmetçik, çukurdan çıkan katılaşmış kolu ile sancağını dimdik tutmaktadır. Manzaradan duygulanan Başkomutan, bunun “ANIT” olarak simgeleştirilmesini ister. 30 Ağustos 1924’te, bizzat Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından temeli atılan anıt, 1927 yılında törenle açılır.
Gezimizin son durağında 100 subay, 500 er ve erbaşın mezar taşı bulunan Dumlupınar Şehitliği‘ni ziyaret ediyoruz. Dumlupınar Şehitliği, duygularımızın şaha kalktığı bir yer olacak. Burada binlerce askerimiz şehit düşmüştür. Güzel ve duygulu bir anlatımın ardından en yüksek tepeye çıkıp etrafı izliyoruz ve günümüzden tarihe bir köprü kuruyoruz.
Kurtuluşa giden yol, Büyük Taarruz turunu 1 günlük yapabildiğimiz gibi 2 gün olarak da yapıyoruz. Eğer günlük yapacak olursak biraz yorucu olur.
Eğer kurtuluş savaşının son günlerini hissederek coğrafi ve tarihi mekanlarda doya doya bir tarih ve doğa turu yapmak isterseniz o zaman turu 2 gün olarak planlayabilirsiniz. Programın günlere göre dağılımını öğretmenlerimiz ile beraber planlarız.
Saygılar, Selamlar
İsmet Gülli